İlk durağımız Ilıca idi. Burası Çeşme Alaçatı’ya bağlı çok şirin bir belde. Bembeyaz incecik kumu sayesinde turkuaz renkte bir deniz ve üzerinde manzarayı mükemmelleştiren bulutlarla, kartpostal gibi bir görüntü karşıladı bizi.
Çiko da manzaranın tadını çıkarttı😎
Niyetimiz, bir “yengen” (güncel adıyla “kumru”) yemekdi. Ama çoğu mekan kapalıydı.
Ilıca’da bir çay içip, Dalyan’da şansımızı denemeye karar verdik…
Artık iyice acıkmış olmamıza rağmen, Dalyan’ın güzel sahilini biraz gezip, fotoğraf çektikten sonra Alaçatı’da mutlaka hareket vardır dedik ve yola çıktık…
Vee işte başlı başına bir sanat eseri görünümünde Alaçatı.
Sadece 15-20 dakika içerisinde merkeze ulaştık.
Tarihi yel değirmenleri buranın sembolü sayılıyor.