Jerry, çevresindekilerin çok sevdiği insanlardan biriydi.
Keyfi her zaman yerindeydi. Her zaman söyleyecek olumlu bir şey bulurdu. Hatta
bazen etrafindakileri çıldırtırdı bile, "Bu adam bu halde bile nasıl iyimser olabiliyor?" diye. Birisi nasıl olduğunu sorsa "Bomba
gibiyim." diye yanit verirdi hep. "Bomba gibiyim...". Jerry dogal
bir motivasyoncuydu. Yanindaki insanlardan biri o gün, kötü bir gündeyse, Jerry
yanina koşar, duruma nasıl olumlu bakılacagını anlatırdi. Bu tarzı fena halde
düşündürüyordu beni.
Bir gün Jerry'ye gittim, "Anlayamiyorum." dedim.
"Nasıl oluyor da, her zaman, her koşulda bu kadar olumlu bir insan
olabiliyorsun? Nasıl başarıyorsun bunu? "Her sabah kalktığımda kendi
kendime Jerry bugün iki secimin var. Havan ya iyi olacak ya da kötü derim.
Her zaman havamın iyi olmasini seçerim. Kötü bir sey olduğunda yine iki seçimim
var. Kurban olmak ya da ders almak. Ben başıma gelen kötü şeylerden ders
almayı seçerim. Birisi bana bir şeyden şikayete geldiğinde, yine iki seçimim
var. Şikayetini kabul etmek ya da ona hayatın olumlu yanlarını göstermek. Ben
olumlu yanlarını göstermeyi seçerim. "Yok yahu" diye dalga
geçtim."Bu kadar kolay yani" "Evet...Kolay..." dedi Jerry.
"Hayat seçimlerden ibarettir. Her durumda bir seçim vardır. Sen her durumda
nasıl davranacağını seçersin. Sen insanların senin tavrından nasıl
etkileneceklerini seçersin. Sen havanın, tavriının iyi ya da kötü olmasını seçersin. Yani sen hayatını nasıl yaşayacağını seçersin." Jerry'nin
sözleri beni oldukça etkiledi. Onu uzun yıllar görmedim. Ama hayatımdaki
talihsiz olaylara dövünmek yerine olumlu seçimler yaptığımda hep onu
hatırladım.
Yıllar sonra Jerry'nin başına cok talihsiz bir olay geldi. Soygun
için gelen hirsizlar Jerry'yi delik deşik etmişler. Ameliyatı 18 saat sürmüş,
haftalarca yoğun bakımda kalmış. Taburcu edildiğinde kurşunların bazıları hala
vücudundaymış. Ben onu olaydan altı ay sonra gördüm. "Nasılsın?" diye
sorduğumda "Bomba gibi" dedi. "Bomba gibi"... "Olay
sırasında neler hissettin Jerry?" dedim. ""Yerde yatarken iki
seçimim var diye düşündüm. Ya yaşamayı seçecektim ya ölümü. Ben yaşamayı seçtim." "Korkmadın mı? Şuurunu kaybetmedin mi?"
"Ambulansla gelen sağlık görevlileri harika insanlardi. Bana hep
iyileşeceksin merak etme." dediler. Ama acil servisin koridorlarında
sedyemi hızla sürerken doktorların ve hemşirelerin yüzündeki ifadeyi görünce
ilk defa korktum. Bu gözler bana "Bu adam ölmüş" diyordu.
"Birşeyler yapmazsam, biraz sonra ölü bir adam olacaktım." Ne
yaptın?" diye merakla sordum. "Kocaman bir hemşire yanıma yaklaştı ve
bağırarak her hangi bir şeye ihtiyacim olup olmadığını sordu. 'Evet' diye
yanıt verdim." "Var". Doktorlar ve hemşireler merakla sustular.
Derin bir nefes alarak, kendimi topladım ve bağırdım."Benim kurşunlara
allerjim var!.." Doktor ve hemşireler gülmeye başladılar. Tekrar bağırdım.
"Ben yaşamayı seçtim. Beni bir canlı gibi ameliyat edin. Otopsi yapar gibi
değil." Jerry, sadece doktorların büyük ustalıkları sayesinde değil, kendi
olumlu tavrının da büyük katkısı ile yaşadı.
Yaşaması bana yeni bir ders
oldu. Hergün hayatımızı dolu dolu yaşamayı seçme şansımız ve hakkımız olduğunu
ondan öğrendim ve herşeyin kendi seçimlerimize bağlı oldugunu...
Bu yazıyı okudunuz. Şimdi iki seçiminiz var:
1. Unutup gitmek,
2. Yazıyı dikkate alıp, saklamak, arkadaşlarınızla paylaşmak...
Bu yazı Francie Baltazar Schartz tarafından kaleme alınmış. Ben de okuduktan sonra düşündüm, iki seçimim vardi:
1. Çöpe atmak,
2. Birileriyle
paylasmak.
Ben seçimimi yaptım. Ya siz?...
HER ZAMAN 'BOMBA GİBİYİM' DEMENİZ
DİLEĞİYLE...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder