Lizbon, Portekiz'in başkenti ve en büyük şehridir. Konumu ise Avrupa'nın güney/güneybatısında, Atlas Okyanusu kıyısında, Tejo Nehri halicindedir. İstanbul ile ilginç
bir benzerliği, Lizbon da yedi tepe üzerine kurulmuştur...
Tarihi çok eskilere dayanır ; Neolitik Çağ'dan başlar, Roma İmparatorluğu, Endülüs Dönemi, Orta Çağ'da Portekiz İmparatorluğu ve sonrasında Napolyon'un işgali ile başlayan ayaklanmaların sonunda, 1910 'da Portekiz Cumhuriyeti kurulur.
Ama tüm bu yoğun tarihe rağmen, tarihi binalar genellikle 1755 yılı sonrasına aittir.
Ama bütün bu yoğun tarihe rağmen, tarihi binalar genellikle 1755 yılı sonrasına aittir.
Dünya tarihinde ki en yıkıcı depremlerden biri (8,9 şiddetinde), 1755'de Lizbon'da yaşanmıştır. Şehrin %85'i bu depremde yok olmuş ve tahminen 100.000 kişi ölmüştür. Bu depremi, çok büyük bir tsunami ve şehirde çıkan yangınlar takip etmiş ve depremden geri kalanları da bu felaketler yoketmiştir....
Bu depremin etkileri Afrika'dan ve birçok Avrupa ülkesinden, hatta İngiltere'den bile hissedilmiştir.
Dolayısıyla, şu anda varolan tarihi yapılar, bu felaketlerden sonra inşa edilen yapılardır genellikle...
Hop On-Hop Off Bus ; Şehrin her köşesini gezdiren otobüs ile şehir turu. Tura başlamadan önce, rotayı gösteren ve turistik yerlerin ve durakların işaretli olduğu bir şehir haritası veriliyor. Her koltukta, 7 dilde sesli anlatımın olduğu sistem mevcut. Bu şekilde bilgi edinerek geziyorsunuz. İstediğiniz durakta inip, bir sonraki (30 dak aralıkla geçiyor otobüsler) otobüsle devam edebiliyorsunuz. 20 Euro'ya aldığınız bilet 2 gün geçerli...
Tuk Tuk ; Bu şirin minik taksilerle de şehir turu yapabiliyorsunuz. Bazıları belli bir turistik rota takip ediyor, bazıları ise taksi şeklinde çalışıyor, sizi sadece istediğiniz yere götürüyor.
Tramway No:28 ; Diğer adı Yellow Bus olan, bu araçla eski şehir merkezini (Alfama District) gezebiliyorsunuz.
Unesco Listesi'nde olan Belem Tower |
Görülmesi gereken yerlerden biri Santa Justa Elevator... 6 Euro ödeyerek asansöre binebiliyorsunuz. Yukarıda güzel bir panoramik görüntü var...
Lizbon'da mutlaka tatmanız gereken lezzetlerden biri "Belem Cake". Sadece Pateis de Belem'de yapılıp, satılıyor. Ama benzerleri "Pastel de Nata" adıyla, neredeyse heryerde bulunabiliyor...
Soldaki fotoda, Pateis de Belem önünde ki kuyruk görünüyor... Açıkçası, ben sınırlı zamanımı bu kuyrukta harcamamak için Pastel de Nata ile idare ettim :)
Praça do Comercio |
Rua Augusta Arch |
Rua Augusta, şekil olarak biraz Beyoğlu'nu, aktivite olarak da La Rambla'yı hatırlattı bana...Trafiğe kapalı bir cadde, ortada kafeler ve restaurantlar, etrafta da mağazalar var. Ve aralarda çeşitli gösteri ve şovlar yapanlar, müzisyenler var. Eğlenceli ve oldukça aktif bir bölge...
Rua Augusta'dan sokak sanatçıları...
Veee olmazsa olmazlardan ; TAPAS...
Tapas, aslen İspanya'ya özgü diye biliyorum ama Lizbon'da da epeyce yaygın ve güzel...
Fotoda görülenler devasa okyanus sardalyaları...
Elbette çeşit çeşit deniz ürünleri yiyebileceğiniz restaurantlar da mevcut, ki çok da meşhur. Yalnız bu ürünlerin ebatları gerçekten devasa...
Belirtmeden geçemeyeceğim ; Portekiz'e özgü bir Rose şarap olan Mateus'u denemenizi tavsiye ederim. Ben rose şarabı pek sevmememe rağmen, bu şaraba bayıldım :)
Lizbon'da iki önemli köprü bulunmakta ; bunlardan biri
SanFrancisco'da ki Golden Gate Köprüsü'nün benzeri olan, 25 Nisan Köprüsü. Bu köprü Avrupa'nın en uzun asma köprüsüdür.
Diğeri ise Vasco da Gama Köprüsü, bu köprü de 17,2 km uzunluğu ile Avrupa'nın en uzun köprüsü özelliğine sahip.
Lizbon'da ki önemli anıtlardan biri, Rio de Jenerio'da ki anıtın bir benzeri olan Christ the King Anıtıdır.
Burada yer veremedim ama mutlaka yapmanız gerekenler arasında "Fado" dinlemeyi de ihmal etmeyin... Ayrıca Lizbon'a çok yakın mesafede bulunan Sintra ve Cascais'i de ziyaret etmeyi unutmayın...
Keyifli geziler :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder