Müzik, buz ve suyu etkiler mi? Dr. Masaru Emoto bu sorunun yanıtını merak etmis ve 2 yıl süren bir araştırma yapmış. Vardığı sonuç oldukça ilginç ; suyun buz oluşumu esnasında çalınan müzik, buz kristallerinin değişik şekillerde oluşmasına neden oluyor... Çok farklı tür müzikler eşliğinde buz oluşumunu gerçekleştirdikten sonra, mikroskop altında buz kristallerini incelemiş ve çok şaşırtıcı sonuçlar görmüş.
İşte bu farklı buz kristallerinden örnekler ;
1. Foto Bach bestesiyle
2. Foto japon halk müzigiyle
3. Foto heavy metal müzikle
4. Foto "you make me sick, I will kill you" isimli, sözleri hoş olmayan duygular içeren müzikle
5. Foto "thank you" isimli dua tarzı müzikle hazırlanmış kristallerdir...
arama
Custom Search
Mutluluk hedef degil, yoldur...
Uzun bir sure güzel hayat baslamak üzere diye düsündüm. Gerçek güzel
hayat! Ama hep bir engel daha vardi önde. Öncelikle yapilmasi gereken
bir sey, bitmemis bir is, tamamlanmasi gereken bir hizmet, ödenecek bir
borç... Hemen sonra güzel hayat baslayacak. Sonunda uyandim ki, hayat
zaten bu engeller. Bu perspektif mutluluk için bir yol olmadigini,
bilakis mutlulugun kendisinin asil yol oldugunu görmeme yardimci oldu.
Öyleyse yasanan her anin keyfini çikarmali, ve bu anlar, paylasilacak
özel biri ile geçirildiginde daha da çok keyfi hissedilmeli. Zamanin
kimseyi beklemedigini unutmamak lazim. Öyleyse; okulun bitmesini,
okula gitmeyi, on kilo vermeyi, 6 kilo almayi, çocuk sahibi olmayi,
çocuklarin büyüyüp evden ayrilmalarini, ise baslamayi, emekli olmayi,
evlenmeyi, bosanmayi, Cuma aksamini, Cumartesi sabahini, yeni araba-ev
almayi, yeni araba ve evin borcunun bitmesini, bahari, yazi, sonbahari,
kisi, ayin birini, onbesini, sarkinizin radyoda çikmasini, ölmeyi,
yeniden dogmayi beklemeyin daha fazla mutlu olmak için. Mutluluk bir
hedef degil yoldur.
Paraya ihtiyaciniz yokmus gibi çalisin, Hiç incitilmemis gibi sevin,
Kimse seyretmiyormus gibi dans edin...
ALFRED D. SOUZA
Kilo vermenin doğal ve hızlı formulü
Kilo vermeye çalışmak bazen hayal kırıklığıyla sonuçlanır. Bunun temel nedeni, belli bir program uygulanmamasındandır. Diyet esnasında, yanlış yiyecekleri, yüksek miktarda tüketmeye eğilim vardır. Bu da sonucun hüsran olmasına neden olur.
Burada vereceğimiz ipuçları sağlıklı ve hızlı kilo vermenize yardımcı olacaktır :
- Az miktarda ve sık yemek
Günde 3 öğün yemek alışılagelmiş yemek biçimimiz ancak kilo vermek için hiç uygun değil. Yemek yediğimizde metabolizmamız çalışmaya başlar ve kalori yakar. Daha sık ve az miktarlarda yiyerek, metabolizmayı sürekli çalışır durumda tutabiliriz ve bu açlık hissetmemizi da engeller.
- Bol miktarda su içmek
Laptop Mutfak
Electrolux'ün tasarladığı mobile kitchen (mobil mutfak) ilk bakışta şaka gibi görünse de, gerçekten üzerinde yemek pişirilebilen laptop görünümünde tam bir mutfak... İçinde ocak, kesma tahtası, rende gibi gerekli mutfak aletlerinin yanısıra, ekranından yemek tarifleri, kalori değerleri ve hatta görüntülü konuşma sağlayan online bir sistemi de bulunuyor. Ve tüm bunlar dokunmatik ekran üzerinden yapılıyor.
Oldukça eğlenceli görünüyor :)
Gazipasa (Antalya) da Carettalar
Hayatı tersten yaşamak nasıl olurdu...
Yaşamın en tatsız tarafı sona eriş seklidir..
Şüphesiz ki yaşamı tersten yasamak daha güzel,
Hatta mükemmel olurdu.
Nasıl mi ?
Cami'de uyanıyorsunuz. Bir tahta
sandık içersinde, Herkes karsınızda
saf durmuş, iyiliğinize dua ediyor
ve tüm haklar helal edilmiş
vaziyette.tabuttan doğruluyorsunuz, yaşlı,
Olgun ve ağırbaşlı olarak.
Herkes etrafınızda, büyük bir
İtibar, iltifatlar, çocuklar torunlar hepsi
Hazır.arabanıza kurulup evinize gidiyorsunuz.
Doğar doğmaz devlet size
maaş bağlıyor, aylık veya üç ayda bir maaşınızı
alıyorsunuz. Ne güzel, hazır maaş, hazır ev....
Altmışlı yaslara kadar hersey garanti, huzur
içinde yaşıyorsunuz. Sağlığınız gittikçe düzeliyor,
kaslar güçleniyor, kuvvetleniyorsunuz. Bir gün
çalışmak istiyorsunuz ve ise ilk başladığınız gün
size hoş geldin hediyesi olarak bir plaket ve altın
kol saati veriyor patronunuz.. Ve genel müdürlük
veya bunun gibi yüksek bir makamdan tecrübeli bir
insan olarak ise başlıyorsunuz. Herkes karsınızda
el pençe divan...Vücudunuzda da bazı hoşa giden hareketler
de başlıyor. Gittikçe zayıflıyor forma giriyorsunuz.
Diğer hormonal aktiviteler artıyor,
fevkalade.....Aman ne güzel günler başlıyor...
Derken bir gün patron size artık üniversiteye
gitsen daha iyi olur diyor. Bu arada babanız ortaya
çıkmış, "fazla çalıştın" diyor "artık eve dön, isi
bırak, okumaya basla, harçlığın benden olsun..." keyfe
bakar misiniz ?
Okuduğunuz dersler gittikçe kolaylaşıyor. Ekmek elden,
su gölden bir dönem başlıyor. Partiler, diskotekler,
kızların sayısı artıyor. Derken anne ve babanız sizi
götürüp getirmeye başlıyor, araba kullanma derdi de yok
artık....
Günün birinde sizi okuldan da alıyorlar, "evde otur,
keyfine bak, oyuncaklarınla oyna" diyorlar..
Mamanız ağzınıza veriliyor, zaman zaman altınızı
bile temizliyorlar, hatta bu durum alışkanlık yaratıyor
ve hiç tuvalet kullanmamaya başlıyorsunuz.
Derken anneniz bir gün size süt verme
kararını alıyor ve başka bir keyifli dönem başlıyor.
Mama artık her yerde, her an ve en taze şeklinde
hazır. Bir gün karanlık ilik ve sıcak bir ortama
giriyorsunuz. Beslenmek için ağzınızı açmaya
dahi gerek yok, bir kordondan besleniyor,
sıcacık, yumuşacık, gürültü ve patırtısız bir
ortamda yasıyorsunuz.
Küçülüyor, küçülüyor, ufacık bir
hücre halini alıyorsunuz.
Ve günün birinde müthiş bir
sevişmeyle hayatiniz bitiyor...
(Can Yücel)
Şüphesiz ki yaşamı tersten yasamak daha güzel,
Hatta mükemmel olurdu.
Nasıl mi ?
Cami'de uyanıyorsunuz. Bir tahta
sandık içersinde, Herkes karsınızda
saf durmuş, iyiliğinize dua ediyor
ve tüm haklar helal edilmiş
vaziyette.tabuttan doğruluyorsunuz, yaşlı,
Olgun ve ağırbaşlı olarak.
Herkes etrafınızda, büyük bir
İtibar, iltifatlar, çocuklar torunlar hepsi
Hazır.arabanıza kurulup evinize gidiyorsunuz.
Doğar doğmaz devlet size
maaş bağlıyor, aylık veya üç ayda bir maaşınızı
alıyorsunuz. Ne güzel, hazır maaş, hazır ev....
Altmışlı yaslara kadar hersey garanti, huzur
içinde yaşıyorsunuz. Sağlığınız gittikçe düzeliyor,
kaslar güçleniyor, kuvvetleniyorsunuz. Bir gün
çalışmak istiyorsunuz ve ise ilk başladığınız gün
size hoş geldin hediyesi olarak bir plaket ve altın
kol saati veriyor patronunuz.. Ve genel müdürlük
veya bunun gibi yüksek bir makamdan tecrübeli bir
insan olarak ise başlıyorsunuz. Herkes karsınızda
el pençe divan...Vücudunuzda da bazı hoşa giden hareketler
de başlıyor. Gittikçe zayıflıyor forma giriyorsunuz.
Diğer hormonal aktiviteler artıyor,
fevkalade.....Aman ne güzel günler başlıyor...
Derken bir gün patron size artık üniversiteye
gitsen daha iyi olur diyor. Bu arada babanız ortaya
çıkmış, "fazla çalıştın" diyor "artık eve dön, isi
bırak, okumaya basla, harçlığın benden olsun..." keyfe
bakar misiniz ?
Okuduğunuz dersler gittikçe kolaylaşıyor. Ekmek elden,
su gölden bir dönem başlıyor. Partiler, diskotekler,
kızların sayısı artıyor. Derken anne ve babanız sizi
götürüp getirmeye başlıyor, araba kullanma derdi de yok
artık....
Günün birinde sizi okuldan da alıyorlar, "evde otur,
keyfine bak, oyuncaklarınla oyna" diyorlar..
Mamanız ağzınıza veriliyor, zaman zaman altınızı
bile temizliyorlar, hatta bu durum alışkanlık yaratıyor
ve hiç tuvalet kullanmamaya başlıyorsunuz.
Derken anneniz bir gün size süt verme
kararını alıyor ve başka bir keyifli dönem başlıyor.
Mama artık her yerde, her an ve en taze şeklinde
hazır. Bir gün karanlık ilik ve sıcak bir ortama
giriyorsunuz. Beslenmek için ağzınızı açmaya
dahi gerek yok, bir kordondan besleniyor,
sıcacık, yumuşacık, gürültü ve patırtısız bir
ortamda yasıyorsunuz.
Küçülüyor, küçülüyor, ufacık bir
hücre halini alıyorsunuz.
Ve günün birinde müthiş bir
sevişmeyle hayatiniz bitiyor...
(Can Yücel)
Gençlik ve ölümsüzlük iksiri : Kombu Çayı
Evet yanlış duymadınız, Kombu mantarından elde edilen çay, ölümsüzlük iksiri olarak anılıyor. Faydaları saymakla bitecek gibi değil. Her derde deva...
İşte faydalı olduğu noktalardan bazıları ;
* En önemli özelliği ömrü uzatmasıdır.
* Tüm salgı bezlerini ve hormon savunmasını uyarır.
* Vücudun pH dengeni sağlar.
* Vücuttaki atık madde ve zehirli maddelerin suda çözülebilir hale gelerek atılmasını sağlar.
* Kan dolaşımını hızlandırır.
* Metabolizmayı uyarır.
* Kalp atış ritmini düzenler.
* Kanı temizler.
* Sinir sistemini düzenler.
* Yüksek tansiyonu düşürür, huzursuzluğu yatıştırır.
* Sindirim sisteminin daha rahat çalışmasını sağlar ve mide düzensizliklerini giderir.
* Astımı tedavi eder, astım krizlerini giderir.
* Kan şekeri seviyesini sabitleyerek, şeker hastalığını tedavi eder.
* Alerjileri hafifletir ve zamanla giderir.
* Sertleşmiş karaciğeri yumuşatır ve yeniler.
* Böbrek faliyetlerini geliştirir.
* Kanseri önler ve tedavi eder.
* İyi bir antioksidan olması nedeniyle, oluşan radyasyona karşı koruyup serbest radikallerle savaşır.
* Hücre duvarının yeniden oluşumunu sağlar.
* Doku sertleşmesini (multiple scloris; MS) tedavi eder.
* Damar sertliğini (arterioscloresis) tedavi eder.
* Elastikiyet sağlar ve gevşek eklemleri kuvvetlendirir.
* Mafsal iltihabı (arthritis) ve romatizmaya iyi gelir.
* Gut hastalığına iyi gelir.
* Böbrekteki ve idrardaki kumu döker, safra kesesi taşlarını düşürür.
* Vücuttaki ürik asit ve kolesterolü suda erir hale getirerek vücuttan atılmasına yardımcı olur.
* Peklik (kabızlık) problemini giderir.
* Hemoroidi tedavi eder.
* Yorgunluk bitkinlik ve sinirliliği giderir.
* Herpes virüsünün soğuk algınlığı ağrılarını ve uçuk oluşturmasını engeller.
* Siğil ve Dysplastik lekeleri yok eder.
* Anjine çare olur.
* Epstein-Barr virüsüne dayanan kronik yorgunluk hissini tedavi eder, öpüşme hastalığı (mononucleosis) iltihaplanmasını iyileştirir.
* Kan sayımını normalize eder.
* Akciğerlerdeki bronşiti, öksürük ve balgamı gideririr.
* Bademcikleri tedavi eder (sirkeleşmiş çay, gargara şeklinde kullanılabilir).
* Kan damarlarını genişleterek ve kardiak kasını uyararak kalp problemlerini giderir.
* Adale ağrılarını giderilmesinde yardımcı olur.
Kombu mantarı, tıpkı kefir gibi kendikendine üreyen bir mantardır. Başlangıçta, ilk kültürü bulduğunuzda kendiniz evde çoğaltarak çayını yapabilirsiniz. Hatta çoğalttığınız mantarl kültürlerini de etrafınızdaki insanlarla paylaşabilirsiniz...
Kombu çayını (mantar toniğini ) en iyi içme şekli sabahları aç karnına içmektir. En iyi sonuçlar yarım bardak tonik ile yarım bardak taze sıkılmış portakal suyunun karıştırılıp içilmesi ile alınır. Nefis bir kahvaltı içeceği olur. Bu şekilde tadı çok lezzetlenir. Olduğu gibi sadece kendisini içebilir yada az miktarda limon suyu ekleyebilirsiniz. Çok güzel bir öğleden sonra aperatifi olarak ya da spor sonrası susandığı zaman içilebilecek bir içecektir. Yemeklerden önce bir miktar sindirimi kolaylaştırması açısından alınabilir. Önce günde yarım bardak ile başlayabilir ve zaman geçtikçe dozu arttırabilirsiniz.
Kombu çayı nasıl hazırlanır ?
) Üç litre temiz suyu (klorsuz doğal kaynak suyu olursa daha iyi olur) paslanmaz çelik ya da cam tencerede kaynatınız. (Asla alüminyum kap kullanmayınız, zira alüminyum zehirli maddeler içermektedir.)
2) Su kaynamaya başladıktan sonra içine 1/4 litre (1,5 su bardağı) beyaz toz şeker katıp beş dakika daha kaynatınız.
3) Ocağı kapatıp, on poşet siyah çayı suya ekleyiniz. (Alışılmış lipton poşet çayı işe yarayacaktır. Ayrıca koyacağınız 4 poşet şeftali aromalı çay ise çok hoş bir koku verir.)
4) Çayı 15 dakika demlemeye bıraktıktan sonra içindeki çay poşetlerini alınız ve karışımı oda sıcaklığına gelinceye kadar bırakınız.
5) Çayı çok temiz, geniş ağızlı bir cam kavonoza, Borcam cam kaseye yada Pyreks cam kaseye (kurşunlu kristal cam olmamalı) boşatınız. Not: Mantarın yayılabileceği yüzey ne kadar geniş olursa, çay o kadar süratle fermante olur.
6) Bir önceki hafta hazırlamış olduğunuz fermante edilmiş çaydan az miktarda bu karışıma ekleyebilirsiniz. Bu fermantasyon işlemini hızladıracaktır. Asit de mantarın yüzeyde yüzmesini sağlayacaktır. Bu gerekli değildir, fakat tavsiye edilmektedir.
7) Mantarınızı serin suyla ve temiz ellerinizle hafifçe yıkayınız ve çayın üzerine yerleştiriniz
8) Her zaman mantarın daha açık renkli olan kısmının yukarı doğru bakmasına dikkat ediniz. Bazen mantar kavanozun dibine çökecektir. Yukarıya doğru genellikle kendi kendine çıkar. Bu işlem birgün içinde gerçekleşmezse temiz ellerinizle mantarın tersyüz olup olmadığına bakınız ve tekrar yüzeye yerleştiriniz.
9) Kabı bir tülbent veya örtüyle örtünüz ve çevresine lastik geçiriniz.
10) Kavanozu oda sıcaklığında bırakınız ki, ne çok sıcak ne çok soğuk olmasın. Endirekt ışık olabilir fakat gerekli değildir. Direkt güneş ışığı zarar vericidir. Fermantasyonun ve oluşumun gözlenebilmesi için gerekli ısı 19-29 derece (celcius)’ dur. Ortalama 23 derece (celcius) gerekli ortamı sağlayacaktır.
11) Tat tercihinize göre çayı 4-8 gün fermantasyona bırakınız. 4 günlük fermantasyon sonrası çayın tadı üzüm şırası gibi olur, birkaç gün sonra da biraya ya da hafif şampanya ya benzer 8 günlük fermantasyon sonrası ise bu içecegin tadı sirkeye döner ve daha güçlü tıbbi özellikler kazanır; ev sirkesi olarak ya da antiseptik gargara olarak da kullanılabilir.
İşte faydalı olduğu noktalardan bazıları ;
* En önemli özelliği ömrü uzatmasıdır.
* Tüm salgı bezlerini ve hormon savunmasını uyarır.
* Vücudun pH dengeni sağlar.
* Vücuttaki atık madde ve zehirli maddelerin suda çözülebilir hale gelerek atılmasını sağlar.
* Kan dolaşımını hızlandırır.
* Metabolizmayı uyarır.
* Kalp atış ritmini düzenler.
* Kanı temizler.
* Sinir sistemini düzenler.
* Yüksek tansiyonu düşürür, huzursuzluğu yatıştırır.
* Sindirim sisteminin daha rahat çalışmasını sağlar ve mide düzensizliklerini giderir.
* Astımı tedavi eder, astım krizlerini giderir.
* Kan şekeri seviyesini sabitleyerek, şeker hastalığını tedavi eder.
* Alerjileri hafifletir ve zamanla giderir.
* Sertleşmiş karaciğeri yumuşatır ve yeniler.
* Böbrek faliyetlerini geliştirir.
* Kanseri önler ve tedavi eder.
* İyi bir antioksidan olması nedeniyle, oluşan radyasyona karşı koruyup serbest radikallerle savaşır.
* Hücre duvarının yeniden oluşumunu sağlar.
* Doku sertleşmesini (multiple scloris; MS) tedavi eder.
* Damar sertliğini (arterioscloresis) tedavi eder.
* Elastikiyet sağlar ve gevşek eklemleri kuvvetlendirir.
* Mafsal iltihabı (arthritis) ve romatizmaya iyi gelir.
* Gut hastalığına iyi gelir.
* Böbrekteki ve idrardaki kumu döker, safra kesesi taşlarını düşürür.
* Vücuttaki ürik asit ve kolesterolü suda erir hale getirerek vücuttan atılmasına yardımcı olur.
* Peklik (kabızlık) problemini giderir.
* Hemoroidi tedavi eder.
* Yorgunluk bitkinlik ve sinirliliği giderir.
* Herpes virüsünün soğuk algınlığı ağrılarını ve uçuk oluşturmasını engeller.
* Siğil ve Dysplastik lekeleri yok eder.
* Anjine çare olur.
* Epstein-Barr virüsüne dayanan kronik yorgunluk hissini tedavi eder, öpüşme hastalığı (mononucleosis) iltihaplanmasını iyileştirir.
* Kan sayımını normalize eder.
* Akciğerlerdeki bronşiti, öksürük ve balgamı gideririr.
* Bademcikleri tedavi eder (sirkeleşmiş çay, gargara şeklinde kullanılabilir).
* Kan damarlarını genişleterek ve kardiak kasını uyararak kalp problemlerini giderir.
* Adale ağrılarını giderilmesinde yardımcı olur.
Kombu mantarı, tıpkı kefir gibi kendikendine üreyen bir mantardır. Başlangıçta, ilk kültürü bulduğunuzda kendiniz evde çoğaltarak çayını yapabilirsiniz. Hatta çoğalttığınız mantarl kültürlerini de etrafınızdaki insanlarla paylaşabilirsiniz...
Kombu çayını (mantar toniğini ) en iyi içme şekli sabahları aç karnına içmektir. En iyi sonuçlar yarım bardak tonik ile yarım bardak taze sıkılmış portakal suyunun karıştırılıp içilmesi ile alınır. Nefis bir kahvaltı içeceği olur. Bu şekilde tadı çok lezzetlenir. Olduğu gibi sadece kendisini içebilir yada az miktarda limon suyu ekleyebilirsiniz. Çok güzel bir öğleden sonra aperatifi olarak ya da spor sonrası susandığı zaman içilebilecek bir içecektir. Yemeklerden önce bir miktar sindirimi kolaylaştırması açısından alınabilir. Önce günde yarım bardak ile başlayabilir ve zaman geçtikçe dozu arttırabilirsiniz.
Kombu çayı nasıl hazırlanır ?
) Üç litre temiz suyu (klorsuz doğal kaynak suyu olursa daha iyi olur) paslanmaz çelik ya da cam tencerede kaynatınız. (Asla alüminyum kap kullanmayınız, zira alüminyum zehirli maddeler içermektedir.)
2) Su kaynamaya başladıktan sonra içine 1/4 litre (1,5 su bardağı) beyaz toz şeker katıp beş dakika daha kaynatınız.
3) Ocağı kapatıp, on poşet siyah çayı suya ekleyiniz. (Alışılmış lipton poşet çayı işe yarayacaktır. Ayrıca koyacağınız 4 poşet şeftali aromalı çay ise çok hoş bir koku verir.)
4) Çayı 15 dakika demlemeye bıraktıktan sonra içindeki çay poşetlerini alınız ve karışımı oda sıcaklığına gelinceye kadar bırakınız.
5) Çayı çok temiz, geniş ağızlı bir cam kavonoza, Borcam cam kaseye yada Pyreks cam kaseye (kurşunlu kristal cam olmamalı) boşatınız. Not: Mantarın yayılabileceği yüzey ne kadar geniş olursa, çay o kadar süratle fermante olur.
6) Bir önceki hafta hazırlamış olduğunuz fermante edilmiş çaydan az miktarda bu karışıma ekleyebilirsiniz. Bu fermantasyon işlemini hızladıracaktır. Asit de mantarın yüzeyde yüzmesini sağlayacaktır. Bu gerekli değildir, fakat tavsiye edilmektedir.
7) Mantarınızı serin suyla ve temiz ellerinizle hafifçe yıkayınız ve çayın üzerine yerleştiriniz
8) Her zaman mantarın daha açık renkli olan kısmının yukarı doğru bakmasına dikkat ediniz. Bazen mantar kavanozun dibine çökecektir. Yukarıya doğru genellikle kendi kendine çıkar. Bu işlem birgün içinde gerçekleşmezse temiz ellerinizle mantarın tersyüz olup olmadığına bakınız ve tekrar yüzeye yerleştiriniz.
9) Kabı bir tülbent veya örtüyle örtünüz ve çevresine lastik geçiriniz.
10) Kavanozu oda sıcaklığında bırakınız ki, ne çok sıcak ne çok soğuk olmasın. Endirekt ışık olabilir fakat gerekli değildir. Direkt güneş ışığı zarar vericidir. Fermantasyonun ve oluşumun gözlenebilmesi için gerekli ısı 19-29 derece (celcius)’ dur. Ortalama 23 derece (celcius) gerekli ortamı sağlayacaktır.
11) Tat tercihinize göre çayı 4-8 gün fermantasyona bırakınız. 4 günlük fermantasyon sonrası çayın tadı üzüm şırası gibi olur, birkaç gün sonra da biraya ya da hafif şampanya ya benzer 8 günlük fermantasyon sonrası ise bu içecegin tadı sirkeye döner ve daha güçlü tıbbi özellikler kazanır; ev sirkesi olarak ya da antiseptik gargara olarak da kullanılabilir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)